Hosgeldin Misafir Kardesim.. Hemen Üye Ol ve Moderatör Alımlarına Katıl Sende Bizim Ekibe Gir.. Tek Yapman Gereken Forum Duyurularına Girmek..

Fenerbahçe Tarihi 87717119

| ~~ YÖNETİM ~~ |
Hosgeldin Misafir Kardesim.. Hemen Üye Ol ve Moderatör Alımlarına Katıl Sende Bizim Ekibe Gir.. Tek Yapman Gereken Forum Duyurularına Girmek..

Fenerbahçe Tarihi 87717119

| ~~ YÖNETİM ~~ |
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Fenerbahçe Tarihi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
EagLe
Admin
Admin
EagLe


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Puan : 349
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 18/12/09
Yaş : 30
Nerden : Konya

Cüzdan
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Fenerbahçe Tarihi Empty
MesajKonu: Fenerbahçe Tarihi   Fenerbahçe Tarihi Icon_minitimeC.tesi Mayıs 22, 2010 9:57 pm

Kuruluş Yılı: 1907
Kurulduğu Yer: Moda’da Beşbıyık Sokağı 3
numaralı evin alt katı

Fenerbahçe Tarihi Kulup

Kurucuları: Nurizade Ziya Songülen Bey,
Osmanlı
Bankası memurlarından Ayetullah Bey, Bahriye Mektebi talebesi Necip
Okaner Bey, Hindli namıyla anılan Asaf Beşpınar Bey ve Enver Yetkiner.
İlk
Başkan: Nurizade Ziya Songülen

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün
Tarihçesi

Bir asırlık bir tarihe ulaşmak üzere olan Fenerbahçe
Spor Kulübü’nün kuruluşu 1907 yılına rastlar.

Kulübümüz,
İstanbul’un Kadıköy semtinde, Nurizade Ziya Songülen, Şevkipaşazade
Ayetullah ve Samipaşazade Necip Okaner tarafından, gizlice kurulur. Zira
Padişah II. Abdülhamit’in baskı rejimi, Türk gençleri için, değil kulüp
kurmak, İngiliz ailelerinin oynadıkları futbol bile yasaktır. Çünkü
spor yapmak amacıyla da olsa, Türk gençlerinin bir araya gelmesi, rejim
için çok sakıncalı görülmektedir. Kuruluş toplantısında, Nurizade Ziya
Songülen Bey ilk başkan seçilirken, Şevkipaşazade Ayetullah Bey ilk
genel sekreterlik, Samipaşazade Necip Okaner ise ilk genel kaptanlık
görevlerini üstlenirler.

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurucuları,
amblem olarak adını aldıkları Fenerbahçe burnundaki fener, renk olarak
da Fenerbahçe yarımadasındaki papatyaların sarı-beyazı seçerler. Kulüp
logosu, 1910 yılında, futbol takımında sol açık oynamakta olan Topuz
Hikmet tarafından çizilecek, renkleri ise sarı-laciverte çevrilecektir.

1908
Meşrutiyeti’nin ilanına kadar çalışmalarını gizlice yürütmek zorunda
kalır Fenerbahçe. Bu tarihten sonra yürürlüğe giren Cemiyetler
Kanunu’yla tescil edilir ve başarıdan başarıya koşacak olan bir büyük
camia, Türk sporundaki seçkin yerini alır.

Fenerbahçe Spor
Kulübü’nün ilk futbol takımı, Asaf, Ziya Hasan, Sami, Ayetullah, Mazhar,
Necip, Fethi, Galip, Hüseyin, Hasan, Nevzat’tan kurulu kadrosuyla, 1909
yılı sonbaharında İstanbul ligine katılır. Ancak katıldığı ilk iki yıl
boyunca varlık gösteremez. 1911-1912 sezonunda, Ali Said, Galip, Arif,
İzzi, Hüseyin, Sabri, Hikmet, Said, Hasan Kamil, Nuri, Miço’dan kurulu
takımıyla ilk şampiyonluğunu kazanır. Bu şampiyonluk büyük
Fenerbahçe’nin şanlı tarihine yazılan ilk şampiyonluk olmasıyla önemli
olduğu kadar, yenilmeden kazanılmış olmasıyla da önemlidir.

Fenerbahçe Tarihi Ilk_Amblem

Bugün yüzbinlerce göğsü süsleyen “Fenerbahçe Kulüp
Rozeti” 1910 yılında, kulübümüzün 33 numaralı azası ve devrinin “Penaltı
Kralı” olarak bilinen sol açık Topuz Hikmet tarafından çizildi, Tevfik
Haccar (Tasçı) tarafından Almanya’da yapıldı.

Beş renkten oluşan
rozette “Fenerbahçe Spor Kulübü 1907″ yazısını taşıyan beyaz çerçeve;
temizlik ve açık yürekliliğin, kırmızı; sevgi ve bağlılığın ifadesi olup
bayrağımızı sembolize eder. Ortada bulunan kalp şeklindeki sarı;
Fenerbahçe’ye duyulan gıpta ve kıskançlığı, lacivert ise soyluluğu
tasvir eder. Bu iki renk arasından yükselen palamut dalı ise,
Fenerbahçeliliğin kudret ve kuvvetinin ifadesidir. Yeşil renk ise
yükselen bu kudret için başarının mukadder oluşunu gösterir.

Topuz
Hikmet rozetimizin hikayesini şöyle anlatır:

“Kulübümüzün rengi
sarı-beyazdan, sarı-laciverte çevrildikten sonra bu yeni renklerimizle
bezenmiş bir rozet yaptırılması işi bahis mevzuu oldu. Arkadaşlarım bu
rozetin çizilmesini bana bıraktılar. İlk önce bayrağımızın renkleri
kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra kırmızı üzerine bir kalp
şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve üzerine de metanet, kuvvet
ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını resmettim. Beyaz kısma da
kulübümüzün ismini ve tesis tarihini yazdım. Rozetimizi çizerken, ona şu
manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir bağımlılıkla bu kulübe
hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlar tarafından beğenildi ve yeni
rozetlerimiz o tarihlerde Almanya’da bulunan arkadaşımız Tevfik
Haccar’ın delaletiyle orada yaptırıldı. Yeni harflerin kabulünden sonra
aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı
yeni harflerle tebdil olundu.”


Şükrü Saracoğlu Stadının
Tarihi

Fenerbahçe Tarihi TarihiStadyum1

Fenerbahçe Şükrü Saracoglu Stadı, yurdumuzun
ilk nizami futbol sahasıdır. İlk olarak Union Club adı altında 1908
yılında faaliyete geçmiştir. Bu tarihten önce de alan Papazın Çayırı
ismiyle bilinir ve burada futbol karşılaşmaları yapılırdı. Yılların
Papazın Çayırı’nın, bir futbol stadyumu olması, bir tesadüf eseri
gerçekleşmiştir.

1908 yılı temmuzunda, Şehremini Operatör Cemil
Bey’in (Cemil Topuzlu), hürriyet kahramanlarına yardım amacıyla verdiği
davetin konuklarından ve yurdumuzda futbolu ilk oynayan ailelerden Reji
Whittall‘in, gençliğin spora ve özellikle futbola olan istek ve ilgisi
doğrultusunda bir futbol sahası yapılması gerekliliği yönündeki
konuşmasının ertesi günü bu kişiler, Fenerbahçe Başkanı Ziya Bey (Ziya
Songülen), birkaç İngiliz ve maruf Rıfat Bey’le bir toplantı yaparak,
saha için en uygun yerin, hazineye ait olan bu çayır olduğuna karar
verdiler.

Başkatip Cevat aracılığıyla konu, Osmanlı Sultanı II.
Abdülhamit’e götürüldü. Teklifi önce kabul etmeyen sultan daha sonra
yıllığı 30 altın kira karşılığında Union Club ile 20 yıllık bir sözleşme
yapılmasına karar verdi. 3.000 altına mal olan, çayırın tahta perdeyle
çevrilmesi ve bir lokal inşaatı sonrasında saha, futbol karşılaşmalarını
izleyen kışa kadar hazır hale getirildi.

Ancak futbola olan
ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden oluyordu. Saha 1909
yılında bir yıllığına Fenerbahçe Kulübü’ne kiralandı. Birinci Dünya
Savaşı’nın patlak vermesi üzerine İngilizler düşman konumuna geçtiler.
Dolayısıyla Union Club ile ilgilenmediler. Türk hissedarların da
dağılması üzerine sahipsiz kalan Union Club’a, 1915 yılında Kara Kemal
tarafindan el konuldu ve ismi İttihat Spor Kulübü olarak değiştirildi.

Basri
Bay isimli bir kişinin işletmeciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat
Spor Sahası, İstanbul’un işgal devri ortalarına kadar tüm sportif
faaliyetlerin yeri oldu. 1922 yılında sahanın işletmesi, Basri Bey’in
vekili olan Emin Bey’e geçti. Bu kişi de bilinmeyen bir nedenle sahanın
işletmesini, Ali Sami, Cevdet ve Tevfik Bey’lerden oluşan bir heyete
bıraktı.

Taksim Stadı‘nın inşaatı ile birlikte, kendi haline
bırakılan saha, 1929 yılında Fenerbahçe tarafından kiralandı ve 25 Ekim
1929 tarihinde yapılan bir spor bayramı ile tekrar hizmete sunuldu. Aynı
gün ismi Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi. Bu tarihten itibaren
gelişmeler de başladı.

30 Eylül 1931 tarihinde yapılan inşaatla
stadın dışarısıyla ilişkisi kesildi. Yapılan birçok değişiklik
sonrasında 13 Mayıs 1932 tarihinde, Vali Muhittin Üstündağ‘ın katıldığı
törenle, Fenerbahçe Stadı’nın açılışı yapıldı. Fenerbahçe Spor
Kulübü’nün Kuşdili’nde bulunan lokalinin yanması sonrasında, kiracısı
olduğu stadı satın almaya karar vermesi, bugünlerde maraton tribününün
yıkılmaya başlandığı ve kapasitesinin yakın bir gelecekte 62.000 kişiye
çıkacağı modern stadyumun temel taşlarını oluşturmuştur. Ülkenin en
önemli kulübü olan Fenerbahçe’nin yangın nedeniyle düştüğü bu kötü
durum, devlet yöneticilerini de üzmüş ve onları Fenerbahçe’ye yardım
etme konusunda ikna etmiştir.

Şükrü Saracoğlu‘nun ve Kemal
Onan‘ın da üstün gayretleriyle, 36.000 metrekarelik bu alan ve içinde
bulunan bina, 27 Mayıs 1933 tarihinde, 9.000 TL bedeli 10 ayda ödenmek
kaydıyla Fenerbahçe Spor Kulübü’nün malı oldu. Bununla birlikte
Fenerbahçe, Türkiye’de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini
kazandı. Bu gurur verici unvan aynı zamanda bazı sorumluluklar da
getiriyordu beraberinde. Sorumluluklarının bilincinde olan Fenerbahçe,
14 Temmuz 1933 tarihinde yapılan bir eşya piyangosundan elde edilen
17.000 liralık geliri Fenerbahçe Stadı’na harcadı. Aynı yıl törenlerle
yapılan açılışta, ikinci başkan Celal Bey şunları söylüyordu:

“Muhterem
hanımefendiler, beyefendiler. Üç senedir yeni bir hamlede ve başarılmış
yeni bir işle huzurunuza çıkıyoruz. Üç senelik dar ve kısa bir zamana
sıkıştırılmış olan bu işler şunlardır; 25 senelik, canlı ve
muvaffakiyetli bir hayatın hatıralarını taşıyan eski kulüp binası,
kaderin hain ve kötü bir tamahına kurban olarak yandı. Simsiyah bir
gecenin sabahı kendimizi simsiyah bir kömür yığını karşısında bulduk.
Elimizde Fenerbahçe isminden başka hiç bir sey kalmamıştı. Yangından çok
az zaman evvel fakir bir kiracı olarak girdiğimiz bugünkü Fenerbahçe
Stadı’na elimizde kalan enkaz ile sığındık. Bu sene Fenerbahçe 26. yıl
dönümünü kutlarken yeni ve büyük bir mazhariyete erdi.

Gazi
hazretleri gençliğe ve Fenerbahçe’ye büyük ve kıymet biçilmez bir
iltifatta bulundular. Heykellerinin Fenerbahçe Stadı’na dikilmesine
müsaade ettiler. Bütün Fenerbahçeliler aczimizle, bu aczi mutlakla buna
nasıl teşekkür edeceğimizi bilmiyoruz. Bu heykelle bu saha yıkılmaz ve
dağılmaz bir kütle haline gelmiştir. Bu topluluk, bütünlük ve birlik
aynı zamanda bütün memleketin bir sembolüdür de. Bu heykel burada azmin
ve tesanütün ve disiplinin bir resmi olarak yükseliyor. Bu heykele
bakanın kalbi temiz ve yeni bir hamle ile çarpar. Bu heykele bakan
bozguncu ve serkeş olamaz bu heykele bakanın kalbi yenilmez ve
yenilemez.“
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://futbolkolik.forumotion.co.uk
 
Fenerbahçe Tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Galatasaray'ın Tarihi
» Trabzonspor Tarihi
» Beşiktaşın Tarihi
» Fenerbahçe Tezahüratları
» Pes 2010 Fenerbahçe Çim

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: FutbolKolik Multimedia :: Futbol Makale / Yazı-
Buraya geçin: